Yazıma Dünya ve Ahiretin kısa birer tanımı ile başlamak istiyorum.Dünya bilimsel olarak Güneş Sistemi'nin Güneş'e uzaklık açısından üçüncü sıradaki gezegeni. Üzerinde yaşam barındırdığı bilinen tek doğal gök cismidir. Ahiret ise bu dünyadan sonra gideceğimiz ebedi alem. Ahiret, kıyamet koptuktan sonra, bütün varlıkların ve insanların devamlı kalacakları yerdir. Ahiret bilinci, müslüman bireyin hayatına yön veren en önemli ilkelerden biridir. Kuran-ı Kerim’in ısrarla üzerinde durduğu ahiret ve hesap günü, bir yandan ölümden sonraki hayatın gerçekliğine ve ebediliğine atıfta bulunurken, bir yandan da içinde bulunduğumuz dünya hayatının nasıl yaşanması gerektiğine dair önemli ipuçları sağlar. Yani Dünya Ahiret ile anlamlıdır. Dünya canlılar aleminin yaşama alanıdır. Ahiret ise dünya hayatının sona ermesi ile başlayacak olan ceza ve mükafatların görüleceği yerdir. İnsan inanıp çalıştığı, dünya ve ahiretini kazandığı zaman yükselmeye, bu dengeyi kaybedince de çökmeye ve alçalmaya mahkumdur. Gerçekten insan Alllah’ı tanıyan ona ibadet eden, ziraat ve ticaret, sanayi ve teknoloji ile, ilim ile uğraşan, gökleri yerleri ve denizleri, keşfe çalışan bir varlıktır. Dünyadaki her şeyin bir varoluş gayesi vardır. İnsanın da yaratılmasının elbette bir gayesi vardır. İslam Dini; dünya ve ahiret hayatını bir bütün olarak değerlendirir. Âhiret hayatını ihmal etmeyi kabûl etmediği gibi, dünya hayatından kopuk ve Dünyanın Ahiret'le ilgili belirleyici niteliğini göz ardı eden bir ruhanîliği de tasvip etmiyor. Kur’an-ı Kerim, dünya ile ahiret arasındaki ilişkinin ölçüsünü: "Allah'ın sana ihsan ettiği bu servetle ebedî ahiret yurdunu imar etmeye çalış, ama dünyadan da nasibini unutma! Allah’ın sana ihsan ettiği gibi, sen de insanlara iyilikte bulun, sakın yeryüzünde bozgunculuk çıkarma! Çünkü Allah, bozguncuları sevmez."[1] ayetiyle dört ilkeyle özetler. Öyle ise Müslüman; fani dünyada kırılacak şişeler hükmündeki değersiz işleri ebedi hayatın elmas hükmündeki işlerine tercih etmemeli! Ahirette verilecek bitmez, tükenmez lezzetleri, geçici ve zehirli bala benzeyen gayr-ı meşru, peşin bir kısım zevk ve lezzetler uğruna, elinin tersiyle itmemeli! Maddi ve manevi hayatını tehlikeye atmamalı! Hem dünya, hem de ahiret hayatını karartmamalı! Hayatını helal daire içerisinde sürdürmeli! Çünkü "Helal dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir, harama girmeye hiç lüzum yoktur."[5] Ne mutlu dünya hayatını ahiret hayatına basamak yapanlara!..
Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!