Dünya değişirken, özgürleşirken, güçleşirken Türkiye yerinde sayıyordu. Bunlara rağmen binlerce yıllık mazisi olan bir millettik. Kökleri, kodları devlet geleneği olan, tarihi şanla zaferle dolu bir millet. Ama üstadın dediği gibi "Kendi değerlerimize düşman edilip uyutulan" bir millettik. Doğuya sırtımızı dönmemizi istediler, manevi bağlarımız ve köklerimiz olduğu için biz sırtımızı doğuya dönemezdik çünkü biz evlad-ı fatihan, onlar da ırk-ı neciptiler. Batının da çifte standartlı demokrasisi bize model olamazdı. Bizde kendi dinamiklerimizi hayata geçirip doğuyu ve batıyı harmanlayıp bir sentez oluşturup bu sentezle yoğrulmaya ve evrilmeye başladık milletçe.
12 yıllık Ak Parti iktidarıyla, bu yoğrulma ve evrilme çözüm sürecinin yasal zemine oturtulmasıyla ivme kazandı. Sorunlarıyla yüzleşen devlet kalın duvarlarını kaldırıp milletin her kesimini kucaklayan bir devlete dönüştü. " Vakti gelmiş fikri kimse durduramaz" demişler. Ama o fikir yüzünden üstad yıllarını, ömürünü hapislerde çile çekerek geçirdi. Bu günler onun cinnet müstalinin mahsulüdür. Bugün ise o fikir eyleme dönüşerek Tayyip Erdoğan da ete kemiğe bürünerek hayat buldu. Cumhurbaşkanlığı seçim vizyon belgesinde açıklanan "Yeni Türkiye" vurgusunu bence kimse doğru okuyamıyor. Herkes yeni mesaj, farklı vizyon olarak algılıyor. Ama ben öyle düşünmüyorum, bence bunların ötesinde bu bir Rönesans tır diyorum. Türkiye bir değişimin, bir dirilişin eşiğindedir. Dün üstad "Durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak" diye haykırdı. Bugün de Sayın Başbakanımız tıpkı üstad gibi 90 yıldır çıkmaz sokaklardayız doğru yol burası demeye çalışıyor. Yeni Türkiye vurgusuyla Rönesansın kapılarını açıp reform üstüne reform ya da bazılarının dediği gibi sessiz devrim gerçekleştiriyor. Bunları önlemeye çalışan küresel güçlerle beraber işbirliği yapan "Mavi Marmara", "7 Şubat mit krizi", ve gezi de saklanmaya çalışan önce burnunu gördüğümüz daha sonra da Mit tırlarının durdurulmasında maskesi düşen kendini açık eden paralel yapı (oportünist) ler istediği kadar engellemeye kalksın başarılı olamayacaklardır.
Muhalefetin çatı adayı na gelince zavallılar ne hale düşmüş 8 seçim yenilgisinden sonra kendileri aday olma cesaretini bulamadılar, içlerinden birini de gösteremediler. CHP ‘de , MHP’ de iflas bayrağını çekip ithal adayla işi kurtarmaya çalışıyorlar, yenilirse biz değil o yenildi olacak akıllarınca. Bence Çatı Aday İhsanoğlu da kendine yazık ediyor, sırf "Erdoğan nefretiyle beslenen" merkez medyaya yaranacağım diye 76 yıllık isminden din-i çıkarıp Ekmel bey oluyor. Geldiğinden beri kendini CHP’ lilere ispata çalışıyor, ne kadar Kemalist olduğunu vurguluyor, Türk solu gibi ırkçı bir dergiyle poz verip 77 milyonu kucaklayacağını sanıyor. Yozgat da milliyetçi, Nevşehir de bektaşi, ok meydanın da gezici yahu kaç yüzün var senin kendin ol kendin! Tabi Pensilvenya projesi olduğu için normal onlar gibi bin bir suratlı "oportünist" bir kişilik. "Buğday ekmeği kötü, alın size dumanı üstünde darbe kokan mısır ekmeği" diyerek aklımızla alay etmeyin. Okyanus ötesi! Pensilvanya neocanlarınla hazırlayıp gönderdiğin proje (çatı aday) tutmayacaktır. Buna şimdiden kendini hazırlasan iyi olur. İhanetiniz, vatan hainliğiniz, tuzaklarınız, darbelerinizle bin bir suratlı yüzünüz deşifre oldu. Bunların hesabı elbet sorulacaktır, bu millet vatan hainlerini asla affetmez taşeronluğunu yaptığınız yabancı istihbarat örgütleriyle güneyde ki sevilen ülkenin gücü de sizi kurtarmaya yetmeyecektir. Kullanma sürenizin dolmasıyla onlarda seni tasviye edeceklerdir. Yakında cemaatin içinde de sorgulama başlayacaktır. 17 Aralık'tan önce cemaatine sorsalardı sana olan inancı, itibarı yüzde yüzken bugün yüzde otuzlar dadır. Çünkü batan gemiyi önce fareler terk eder onlarda seni sırtlarından atmaya çalışacaklardır. İstediğin kadar Tayyip Erdoğan' ı itibarsızlaştırmaya, küçültmeye çalış küçültemezsin, onun arkasında bir milletin iradesi var o milletin öz bağrından çıkmış, yüzyıllardır yana yakıla aradığı siyasi dehası, lideridir. Senin gibi, çatı adayın gibi bir mühendislik projesi değildir.
Bence mesele dünü bilerek ve anlayarak, yarınları kontrol edip görebilmektir. 10 Ağustos da milettin köşk'te görmek istediği tek lider Tayyip Erdoğandır . Muhalefet bir kez daha bu konuda çatı adayıyla birlikte sınıfta kaldı. Yeni Türkiye'yi anlayamadı, geçmişse vesayete takılıp kaldı. Bugün olmasa da yarın; tarih kitapları, ilim bilim insanları, akademisyenler 10 Ağustos'u Türkiye'nin 21. yy da ki Rönesansının başlangıcıdır diye yazacaklardır.
Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!