Genç bir araştırmacı. Gelecek vaat eden Melda Vatancı 3’cü kitabıyla gönül paslarını sildi!BURSA (İGFA) - Aslen suyun öbür yakası Bulgaristan’ın Şumlu ilçesinde doğan Mehmet Vatancı’nın anavatan hasretini 1978’de Bulgaristan’ın Eski Cuma ilçesinde doğan Fatma Vatancı’da 1972’de bitirmeye karar vererek aileleriyle Türkiye’ye gelirler. İnşaat işçisi baba Mehmet ile ev hanımı Fatma hanımın tüm gelirlerini kızları için harcar ve ilk kızını öğretmen ikinci kızı Melda Vatancı’yı da Adnan Menderes Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde okutur. 2016’da okulundan mezun olan Melda Vatancı ise yeni bir mecraya adım atarak 2,5 yıl İngiltere’nin başkenti Londra’da iş eğitimi alarak çalışır Türkiye’ye döndüğünde 2016’da öğrenci iken; deneme olarak yazmaya başladığı “Nükleer Sızıntı” konulu hikayesini 2019’da “Renksiz Dünya Hikayesi” ismiyle bastırır. İlk kitabının ilgisi ikinci kitabı olan “Yanıltıcı Kurgular” da 2020’de basıma girer. Pandeminin vurduğu yıllarda ise “İnsanlık Krizini” kaleme alır ve kitap 2,5 ay önce baskıya girer ve seçkin kitapçıların internet sitelerinin dijital sisteminde yerini alır.

Melda Vatancı, hayallerini ve hikayesini; ” İnsanlık krizi adlı kitapta bir toplumun düşünsel boyutta ileri seviyeden nasıl geriye doğru bir düşüş yaşandığı anlatılmaktadır. Kitabın kahramanı olan ‘’Kont’’ lakaplı bir liderin devrim yapması ve ülkenin başına geçmesiyle dünyadan nasıl tecrit edildiği konusu ele alınmıştır. Bunun yanında kendi yolunu arayan bir ‘’Keşiş’’ karakteri yer almakta ve bu karakter yolunu ararken Kont’un ülkesinde yaşanan olaylara şahit olmaktadır.

Kitabın diğer ana karakteri olan şirket sahibi Yuhan para hırsının yanında aynı zamanda insanları köleleştirmeye çalışmaktadır. Bunlara rağmen halk ilk etapta Kont’un yanında durmaktadır. Ne yazık ki Yuhan karakteri insanların zayıf noktalarını ve onların hırslarını kendi tarafına çevirebilmektedir. Bu nedenle Kont iyi bir devrimci olmasına rağmen manipülasyon ve algı yönetim tekniklerine yenik düşmüştür. Bundan dolayı yanındaki bilgelerin desteğine rağmen halkın zaafları konusunda yetersiz kalmıştır. Bu sebeple yapılan devrimin sonu gelmiş ve halkta geriye düşüş başlamıştır.

Kitaptaki ‘’Kont’’ karakterinin bazı özellikleri, çevresini bilge ve araştırmacı insanlarla donatması, ileri görüşlülük, kendini geliştirme arzusu, halkın durumunun mevcut analizini yapma ve devrimci anlayışıyla ülkemizin kurucu lideri Atatürk ile benzemektedir.

‘‘ Hava kararırken yeryüzüne siyah küller yağıyordu.

Unutma! Bu ruhları bazen yağan yağmurlar da karartır.

Nefslerin ani hücumlarıyla hükmedilen bu dünyada,

Bilinmez kimlerin zaferle ayrılacağı.’’

Kitapta geçen bu dörtlük hem geçmiş hem günümüz açısından siyasi olaylar ve savaşlarda yer alan belirsizlikten söz etmekte, aynı zamanda bazen kazanılan zaferlerin kayıp getirebileceğini hatırlatmaktadır.

‘‘Sırlar vardır; sisler gibi gibi bir oradan bir buraya savrulan.

Sözler vardır; ağızdan çıktığı gibi insanları kana boyayan.

Kazılır mezarlar, insanlar henüz doğmadan.

Öfkeyle savrulsun ölümcül fikirler ve yıkılsın şehirler.

Issızlık ve sessizliğin karanlığında boğulsun hisler.

Silahlar,mermiler en önmelisi Azrail hep bizimle…

İnsanlar, bu ucuz ve ucube yaşamların rüyalarına dalar.

Çıkmayı  düşünemezler, yıkanmıştır beyinler!

Toplum yine girer çukuruna da

Üstüne kürekle atılır topraklar

En sonunda güneşle bağlantısı kesilene kadar!’’

Dünya gündemindeki mevcut İsrail-Filistin savaşında ölüm sayıları ,devletlerin stratejileri ve gelecek planları  açısından birkaç nesil bundan etkilenmiş, bedeli ölümle ödenmiştir.

İsrail -Filistin savaşı kitaptaki savaş ile bazı düşünce açılarından benzemekte ve savaş sürerken herkesin bir gün buluşacağı yerin toprak altı olduğu unutulmaktadır. Bu şiir ise bunları hatırlamamızda bir aracı olmaktadır.” ifadelerini kullandı.