Bir kısım insanlar Arapların kültür, gelenek ve göreneklerini din zannediyor. Osmanlı devletinde iyi niyetle yapılmış bir takım kültürler yine dinin kuralları gibi algılıyoruz. Cami minarelerinde yakılan kandilleri mübarek gece olarak kutluyoruz ne ala.

BU DİN, BENİM DİNİM DEĞİL;

İnsanlara hangi dine inanıyorsun diye bir soru yöneltmiş olsak, cevaben İslam dini diyecekler.

Neden İslam dini diye bir soru daha soracak olursak, cevaben Anne babamızın, atalarımızın ve çevremizin İslam dinine inanmış olması nedeniyle bizde böyle inanıyoruz derler.

İlk emir oku, ama biz okumuyoruz, neye, nasıl, niçin inandığımızı da bilmiyoruz.

Bir kısım insanlar Arapların kültür, gelenek ve göreneklerini din zannediyor. Osmanlı devletinde iyi niyetle yapılmış bir takım kültürler yine dinin kuralları gibi algılıyoruz.  Cami minarelerinde yakılan kandilleri mübarek gece olarak kutluyoruz ne ala. Peygamberin Ana rahmine düştüğü geceyi regaip kandili olarak kutluyoruz. Nereden biliyorsunuz, nasıl tespit ettiniz. Bunlar uydurma sözler, dinle dalga geçme ve hafife almadır. Siz hiç anne babanıza sorabiliyor musunuz ben hangi tarihte anne rahmine düştüm. Ayıp terbiyesizliktir.

Diyanetin İslam ansiklopedisinde regaib kandili olmadığını uydurulduğu yazıyor, diyanet teşkilatı kutlamaya devam ediyor.

Bu örnekleri çoğaltabiliriz, Alevi kültürü, Sünni kültürü, Mevlevi kültürü bilmem ne tarikatın öğretileri, bilmem ne şeyh’in talimatları, Filan Allah dostu şöyle demiş. Nurcu, Süleymancı, vb.

Bunların İslam dini ile alakası yoktur.

“Ben müslümanlardanım!” diyenden daha güzel sözlü kim olabilir ki! Fussilet suresi 33

Dinin sahibi Allah’tır. Kurallarını Allah belirler. Allah hiç kimseye kural koyma yetkisi vermemiştir.

Dinin kaynağı Kur’an-ı Kerim dir.

Allah bize okunup anlaşılması ve hayatımıza tatbik etmek için kitap göndermiştir.

Bazen çevremdeki, arkadaşlarıma, siz Kur’an-ı Kerim’i anlayarak başından sonuna kadar, kaç defa okudunuz diye sorduğumda, ben okudum diyene rastlamadım.

Daha kötüsü, bu soruyu hocalara, öğretmen konumundaki kişilere, sorduğumuzda büyük çoğunluğun, kitabı anlayarak okumadığını görüyoruz.

Ama Arapça metin olarak, anlamadan okudunuz mu? diye bir soru yönetsem herkes onlarca kez okudum cevabını verebiliyor.

Allah anlaşılmamak için kitap gönderir mi?

 Birçok ayette “ Andolsun biz, Kur'an'ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan? Kamer 17

Allah’ım biz Kur’anı Arapça anlamadan okuduk mu diyeceğiz.

Okumadığımız Kuranın, hükümleri, hayatımızın hiçbir yerinde yok, sadece saygı duyuyoruz.

Kur’an mezarda ölülere okumak içinde inmemiştir. Diriler, hayat nizamını inşa etsinler diye indirilmiştir.

Ebedi hayatın mükâfatını kazanmak için, bu kitaptan sorulacağız. Ondan dolayı hiç vakit kaybetmeden bir an önce anlayarak elinize kurşun kalem alarak ders çalışır gibi, anlamadığınız kısımların altını çizerek, not alarak, tefsirleri tetkik ederek okumalıyız.

Okumaya başladığımızda, kısa bir süre içinde, öyle şaşıracaksınız vay be diyeceksiniz, yüreğinizin titreyeceği, anlara şahit olacaksınız. Şimdiye kadar okumadığınız için pişmanlık duyacaksınız.

Kuran anlayarak okuduğunuzda, meselelere bakış acınız değişecek, Doğru bilgi ile yanlış bilgiyi hemen ayırt edebileceksiniz. Hiç kimse sizi din adına aldatamayacak.

Toplumu temsil eden bireyler, çocukluğundan beri bilinçaltına yerleşmiş olduğu bilgiye inanır ve toplumun çoğunluğu da bu görüşte olmasıyla bu bilgi pekişir. Böyle inanır ve hayatına devam eder.

Bilinçaltına format atmamız gerekiyor.

Sonuç olarak; Arap kültüründen, din tüccarlarından, atalar dininden, gelenek ve göreneklerimizden bize gelen bilgilerin doğruluğunu sorgulayarak, kendimizi yeniden kur’an ile inşa etmeliyiz.

Kuran sadece Cuma günü, Ramazan ayı vb. özel günlerle değil,  hayatın her anına ve her alanına tatbik etmeliyiz.

İzmirtime.com eski bir haber sitesi olmasına rağmen, yenilenerek yeni bir yüzle yayın hayatına devam etmektedir. İnşallah, bundan sonra, din, siyaset, edebiyat ve güncel alanlarda serbest kürsüden sizlere yazılarımla sesleneceğim.

Selam ve dua ile