Ya Rabbel Âlemin, “Senin yolunda mücadele edenlerden eyle. “Biz ancak kendi yaptıklarımızdan sorumluyuz. Müminleri de bu mücadele konusunda teşvik edenlerden eyle. Kâfirlerin gücünü kır. Şüphesiz Sen kuvvet ve kudretçe çok daha güçlü ve cezası daha çetin olansın.”

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Ya Rabbel Âlemin, “şüphesiz Sen bizim üzerimizde gözeticisin.”(198) “Şüphesiz Sen alîmen hakîma olansın.”(199) “Sen alîmün halîm’sin.”(200) “Tevvâbür rahîm olansın.”(201). Yine başka bir ayetinde “alîmen hakîma olduğunu”(202) söylersin. “Şüphesiz gafûrar rahîmâ olduğunu”(203) da söylersin.

Ya Rabbel Âlemin, “Şüphesiz Sen alîmen hakîma olansın.”(204) “Gafûrur rahîm’sin.”(205)  “Alîmün hakîm’sin.”(206)

Ya Rabbel Âlemin, “şüphesiz Sen bize karşı çok rahîm olansın.”(207) “Her şeyi bilensin.”(208) “Her şeye şahit olansın”(209) “Şüphesiz Sen aliyyen(yüce) kebîrâ(büyük) olansın.”(210) “Şüphesiz Sen alîmen habîrâ olansın.”(211)

Ya Rabbel Âlemin, biliriz ki, “Sen kibirli olan(mühtalen) ve böbürlü olan(fehûrâ) kimseleri sevmezsin.”(212) Bizleri kibirli ve böbürlü olanlardan eyleme. “Sana ibadet eden, Sana hiçbir şeyi ortak koşmayan, anneye, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan komşulara, yakın komşulara, yanında bulunan arkadaşa, yolda kalanlara, sahip olunan hizmetlilere iyilik edenlerden eyle.”(213)

Ya Rabbel Âlemin, “Sen bizlerin sözlerini ve işlerini çok iyi bilensin.”(214) “Sen şüphesiz afuvven(affedici) gafûrâ(bağışlayıcı) olansın.”(215) 

Ya Rabbel Âlemin, “Sen bizim düşmanlarımızı çok iyi bilensin. Gerçek dost olarak Sen yetersin. Yardımcı olarak da Sen yetersin.”(216) “Şüphesiz Sen azîzen hakîmâ olansın.”(217) “Şüphesiz Sen semî’am basîrâ olansın.”(218)

Ya Rabbel Âlemin, “bizi, Sana ve peygamberine itaat edenlerden eyle. Sen kendilerine nimet verdiğin peygamberlerle, sıddıklarla, şehitlerle, iyilerle olanlardan eyle. Onların güzel arkadaşlıklarını bizden esirgeme.”(219) “Bu fadl(lütuf) Sendendir. Bilen olarak Sen yetersin.”(220)

Ya Rabbel Âlemin, “bize gelen her bir iyilik Sendendir. Kötülük ise nefsimizdendir. Sen kulun ve resûlünü insanlara elçi olarak gönderdin. Buna şahit olarak Sen yetersin.”(221) Bu duruma bizi de şahit olanlardan eyle.

Ya Rabbel Âlemin, “iman edenler olarak, Senin yolunda mücadele edebilmeyi bize nasip et. Tağutun yolunda mücadele edenlerden eyleme. Bizleri şeytanın taraftarlarına karşı mücadele edenlerden eyle. Biliriz ki şeytanın hilesi zayıftır.”(222) Onlara karşı bize başarı ver.

Ya Rabbel Âlemin, “Senin yolunda mücadele edenlerden eyle. Biz ancak kendi yaptıklarımızdan sorumluyuz. Müminleri de bu mücadele konusunda teşvik edenlerden eyle. Kâfirlerin gücünü kır. Şüphesiz Sen kuvvet ve kudretçe çok daha güçlü ve cezası daha çetin olansın.”(223)  “Şüphesiz Sen her şeyin hesabını gereği gibi yapansın.”(224) . “Şüphesiz Sen alîmen hakîma olansın.”(225)

Ya Rabbel Âlemin, “şüphesiz Sen yaptıklarımızdan haberdar olansın.”(226) “Gafûrar rahîm olansın.”(227) “Şüphesiz afuvven(affedici) gafûrâ(bağışlayıcı) olansın.” “Gafûrar rahîm”(228) olduğunu tekrarlarsın. 

Ya Rabbel Âlemin, “şüphesiz Sen kâfirlere karşı alçaltıcı bir azab hazırlamışsındır.”(229)

Ya Rabbel Âlemin, “şüphesiz Sen alîmen hakîma olansın.”(230) “Gafûrar rahîm olansın.”(231) “Şüphesiz Sen hain günahkârları da sevmezsin.”(232) “Şüphesiz Sen onların yaptıklarını ilminle kuşatmışsındır(muhîtâ).”(233)

Ya Rabbel Âlemin, “Sen alîmen hakîma olansın.”(234) “Senin vaadin haktır.”(235) “Göklerde ve yerde olanların hepsi Senindir. Sen her şeye muhît(kuşatıcı) olansın.”(236) “Şüphesiz her yaptığımız iyiliği mutlaka bilensin.”(237) “Şüphesiz Sen yaptıklarımızdan haberdar olansın.”(238) “Gafûrar rahîm olansın.”(239) “Vâsi’an hakîmâ olansın.”(240)

Ya Rabbel Âlemin, “göklerde ve yerde ne varsa hepsi Senindir. Bizden önce kendilerine kitap verilenlere ve bize Sana karşı takvalı olmamızı emrettin. Bizi inkar edenlerden eyleme. Ve yine biliriz ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Senindir. Sen ganiyyen hamîd’sin.”(241)

Ya Rabbel Âlemin, “göklerde ve yerde ne varsa hepsi Senindir. Vekil olarak Sen yetersin.”(242) Ayrıca ayetinde, “Ey insanlar, eğer Allah dilerse sizi giderir de başkalarını getirir. Allah buna kadîrdir.”(243) Dersin. Ve ayrıca da, “kim dünya nimetini isterse, bilsin ki dünya ve ahiret nimeti Allah indindedir. Allah semî’am basîrâ olandır.”(244) Rabbim bu ayetlerinin hükmüne iman edenlerden eyle. Kadiriyetini idrak edenlerden eyle. Bizi hem dünya hem de ahiret nimetlerini isteyenlerden eyle. Sadece ne dünyayı ne de sadece ahireti isteyenlerden eyleme. İkisini de güzellikleriyle isteyenlerden eyle. “Şüphesiz Sen yaptıklarımızdan haberdar olansın.”(245)

Ya Rabbel Âlemin, “bütün izzet ve şeref Sana aittir.”(246) 

Ya Rabbel Âlemin, biliriz ki, “Sen müminler aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermeyeceksin.”(247) Bu ayetin tevekkülünü bizde sabit kıl. Bu ayetin bildirdiği tevekkül sırrına bizleri eriştir.

Ya Rabbel Âlemin, “Sen şâkiran alîm olansın.”(248) Şükredenleri bilensin. Bizi şükredenlerden eyle.

Ya Rabbel Âlemin, “Sen semî’an alîm olansın.”(249) “Gafûrar rahîm olansın.”(250) “Şüphesiz Sen afuvven kadîr olansın.”(251) “Azîzen hakîm olansın.”(252)

Ya Rabbel Âlemin, “Sen inkâr edenleri ve zulmedenleri ne bağışlar ne de doğru yola iletirsin.”(253) Bizi inkar eden o zalimlerden eyleme. Bizi doğru yola ilet. “Sen azîzen hakîm olansın.”(254)

Ya Rabbel Âlemin, biliriz ki, “Resûl bize Senden hakkı getirdi. Kendi yararımıza olarak ona inandık. Bizi inkar edenlerden eyleme. Çünkü göklerde ve yerde olanların hepsi Senindir. Sen alîmen hakîma olansın.”(255)

Ya Rabbel Âlemin, “şüphesiz tek olan Senin ilahlığındır. Sen çocuk sahibi olmaktan subhansın(uzaksın, yücesin). Göklerdekilerin ve yerdekilerin hepsi Senindir. Vekil olarak Sen bize yetersin.”(256) “Şüphesiz her şeyi hakkıyla bilensin.”(267)