“onlar, bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar. Öfkelerini yutarlar, insanları affederler. Allah muhsin olanları sever.”(169) dersin.

ONLAR, BOLLUKTA VE DARLIKTA ALLAH İÇİN HARCARLAR…

Ya Rabbel Alemin, “Sana, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına indirilene, Rableri tarafından Musa, İsa ve peygamberlere verilene inandık, onları birbirinden ayırt etmeyiz, biz Sana teslim olanlarız.”(152) Sen bu teslimiyetimizi kabul eyle. Biliriz ki, “Sen zalimler güruhunu doğru yola iletmezsin.”(153). Bizi o zalimlerden uzak tut. Ve ileride zalim olmaktan koru. “Şüphesiz Sen gafûrur rahîm’sin.”(154)

Ya Rabbel Alemin, ayetinde, “sevdiğiniz şeylerden harcamadıkça, birr’e(gerçek iyiliğe) asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilendir.”(155) dersin. Bizleri sevdiğimiz şeylerden infak edip, birr’e ulaşanlardan eyle.

Ya Rabbel Alemin, “şüphesiz Sen bütün alemlerden ganiyy’sin”(156), yapılan her türlü işe karşın, “yapılanlardan gafil değilsin.”(157)

Ya Rabbel Alemin, “ İman edenler olarak, Sana yaraşır şekilde takva sahibi olmayı ve müslüman olarak can vermeyi”(158) bize nasip et. “Senin ipine sımsıkı sarılmayı ve parçalanıp ayrılmadan, Senin bize verdiğin, üzerimizdeki nimetleri düşünmeyi”(159) bizlere nasip et.

Ya Rabbel Alemin, “göklerde ve yerde ne varsa hepsi Senindir. Bütün işler sana döndürülür.”(160)

Ya Rabbel Alemin, bizleri “Sana ve ahiret gününe inanlardan, iyiliği emredip kötülüklerden alıkoyanlardan, hayır işlerinde birbiriyle yarışanlardan eyle.” (161). Biliriz ki, “ne hayır işlersek karşılıksız bırakılmayacaktır. Sen muttakîn(takva sahipleri) olanları bilirsin.”(162)

Ya Rabbel Alemin, “iman edenler olarak, kendi dışımızdakileri sırdaş edinenlerden”(163) eyleme. Onların bizlere kötülük etmesini engelle. “Şüphesiz Sen kalplerin özünü bilirsin” (164). “Sen semî’ul alîm’sin”(165)

Ya Rabbel Alemin, bizlere “yardım, azîzül hakîm olan Senin indinden gelir.” (166). Bizlere yardım geldiğinde şımarmadan, nankör olmadan sevinenlerden eyle. Gelen yardıma şükredenlerden eyle.

Ya Rabbel Alemin, “göklerde ve yerde ne varsa hepsi Senindir. Dilediğini bağışlar dilediğine azab edersin. Sen gafûrur rahîm’sin”(167)

Ya Rabbel Alemin, ayetinde, “Ey iman edenler, faiz yemeyin.”(168) diye uyarırsın. Sen bizi faiz illetinden koru.

Ya Rabbel Alemin, ayetinde, “onlar, bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar. Öfkelerini yutarlar, insanları affederler. Allah muhsin olanları sever.”(169) dersin. Bizleri bu ayette sayılan iyi amelleri yapan muhsinlerden eyle. Şüphesiz Sen muhsinleri sevdiğin gibi, “zalimleri sevmezsin”(170)

Ya Rabbel Alemin, “Sen şükredenleri mükâfatlandırırsın.”(171). Ayrıca “şükredenleri mükâfatlandıracağını”(172) başka ayette de beyan edersin. Bizleri zor zamanda sabredip şükredenlerden eyle ki, “Sen sabredenleri seversin”(173)

Ya Rabbel Alemin, “bizim günahlarımızı ve işlerimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla. Ve ayaklarımızı yolunda sabit kıl. K-F-R güruhuna karşı bize yardım et.”(174). Biliriz ki bu duamıza karşılık olarak, “Sen bizlere hem dünya nimetini hem de ahiret sevabının güzelliğini verdin. Çükü Sen muhsin olanları seversin.”(175)

Ya Rabbel Alemin, “iman edenler olarak bizleri K-F-R’ye uyanlardan eyleme. Bizleri gerisin geri döndürmelerine izin verme. Bizleri büsbütün kaybedenlerden eyleme.”(176). “Doğrusu bizim mevlamız Sensin. Sen yardım edenlerin en hayırlısısın.”(177). “Sen müminlere karşı çokça fadl(lütuf) sahibisin.”(178)

Ya Rabbel Alemin, “Sen bizim yaptıklarımızdan haberdarsın” (179). Bizleri kötü amel işleyenlerden eyleme.

Ya Rabbel Alemin, “Şüphesiz bütün işler Senindir.” (180). “Göğüslerin içinde olanları bilirsin.”(181) . “Şüphesiz Sen gafûrun halîm’sin”(182) . “Sen diriltir(yuhyî), hem de öldürürsün(yumît). Sen her yaptığımızı görmektesin”(183)

Ya Rabbel Alemin, “Sen Sana karşı mütevekkilîn(tevekkül edenler) olanları seversin.”(184) . Bizleri de Sana tevekkül eden kullarından eyle. “Şüphesiz Sen her şeye kadir’sin”(185) .

Ya Rabbel Alemin, bizler “her neyi gizliyorsak Sen onu bilensin.”(186) . Sen içimizde tuttuğumuz kötülükleri iyiliğe çevir ve bizleri kötülük edenlerden eyleme.

Ya Rabbel Alemin, “Sen bize yetersin. Sen ne güzel vekilsin.”(187) ve kullarına “karşı çok büyük fadl sahibisin(zûl fadlil azim).”(188)

Ya Rabbel Alemin, “göklerin ve yerin mirası ancak Sana aittir. Sen bizim yaptıklarımızdan haberdarsın.”(189)

Ya Rabbel Alemin, biliriz ki, “Şüphesiz Sen kullarına asla zulmetmezsin.”(190) bu bilgimizi ve tevekkülümüzü bizde daim kıl.

Ya Rabbel Alemin, yine biliriz ki, “göklerin ve yerin mülkü Sana aittir. Sen her şeye kadir’sin”(191)

Ya Rabbel Alemin, ayetlerinde, “onlar ayaktayken, otururken, yanları üzerine yatarken Allahı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerine düşünürler. Rabbimiz sen bunu boş yere yaratmadın. Sen Subhansın, bizi ateşin azabından koru.”(192) .  “Rabbimiz sen kimi cehennem azabına sokarsan muhakkak onu rezil etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur.”(193). “Rabbimiz, biz, Rabbinize iman edin diye imana çağıran bir davetçi işittik. Hemen iman ettik. Rabbimiz günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Bizleri Sana teveffen(sana ermiş, ulaşmış) kullarınla beraber yanına al.”(194). “Rabbimiz bize peygamberlerine vaad ettiğini ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Muhakkak Sen verdiğin sözden caymazsın.”(195) dersin. Bizleri de bu ayetlerdeki gibi dua edenlerden, Seni ve yarattıklarını tefekkür edenlerden eyle. “Rableri onlara şu karşılığı verdi: Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden, hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim. Sizler birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet edilenler, savaşanlar ve öldürülenler... Onların günahlarını elbette örteceğim ve Allah katından bir mükâfat olmak üzere, onları altından ırmaklar akan cennetlere de koyacağım. En güzel mükâfat Allah katındadır”(196) ayetinle bize karşılık verirsin. Bizleri cennetine sokacağına dair söz verirsin. Cennetine girebilecek ameller edenlerden eyle. Bu verdiğin nimetlerine karşı şükredenlerden eyle.

Ya Rabbel Alemin, ayetinde, “Kitap ehlinden öyleleri var ki, Allah'a inanırlar, size indirilene ve kendilerine indirilene -Allah'a boyun eğerek inanırlar. Allah'ın âyetlerini az bir değere değişmezler. Onların mükâfatı da Allah katındadır. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir” (197) dersin. Bu dediğin ayetinin hükmüne güzel bir şekilde iman edenlerden eyle.