Bu arada söylemek gerekiyor :Seçim dönemini fırsat bilen ,dahili ve harici Sermaye ;Türkiye’de mevcut iktidarı devirmek için,bir ortak konsensüs oluştudular. Sam amcalar ve Semitik amcalarla yerli localar para transferlerini dışarıya hızla aktardılar.Suni olarak ekonomik kriz var lafını dillendirerek okonomik kaos çıkartmaya çalıştılar.

SEÇİM YAZILARI-2

AK PARTİ’NİN İZMİR MİTİNGİ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Süreci değerlendirirken, birkaç ana başlık, kendiliğinden oluşuvermişti belleğimde. Olgunlaşsın dedim, sonra yazayım, iyi de etmişim. İnadına tam 11 yılını statükosunu değiştirmeyen bir belediye ve inadına sloganıyla statükocu yapısından taviz vermeyen bir seçmen kitlesi var bu şehirde. Her ne kadar da medeniyet ve çağdaşlık öncülüğü görünümü dillendirilse de bu şehirde; bizim olsun, geri kalsın ,küçük olsun,güdük kalsın,gelişmesin mantığı,son mitingler gösteriyor ki;bu seçim şöyle böyle atlatılır ama bir dahaki seçim kesinlikle İzmir için var olagelen statükonun hezimeti olacak. İnsanlar Cumhuriyet tarihi sürecinde kolay kolay İzmir’de iş yapmayan, hizmet üretmeyen, insanlara saygısı olmayan, onların ihtiyaçlarına cevap vermeyen, özelikle; ne belediye başkanlarına oy vermişler ne de genel seçimlerde o partinin peşinden gitmişler.

Şimdi bir seçim yorumu da biz yapalım:-Ak parti Gündoğdu da ,en yakın partiye üç kat fark atmış.Toplum içinde ,bin türlü yalan dolan iftiralar  hep konuşuldu bunun üzerine:insanlar satın alınmış,ceplerine paralar konmuş,vaadler verilmiş.Dilin kemiği mi var ,Allah kötüye çattırmasın,Yahudilerin dünyada uyguladıkları bir taktik var hani;çamur at tutmazsa da izi kalsın,fakat artık acı deneyimlerle de olsa insanlarımız bunu öğrendi artık;gözleriyle görseler de soruyorlar  ,yani çamur atınca artık izi kalmıyor,o çamur atanın elinde bir ateş olarak kalıyor ve bedelini de ödüyorlar ,hem de  tabir caizse öttüre öttüre ödetiyorlar ;ertelenen bedeller ise er geç hesaba çekiliyor,sanmayın ki; biz yaptık oldu,hepsi kayıt altında ,bir bileği bükemiyorsan ,başarısını çekemiyorsan ,ya öpeceksin o eli yada adam gibi kendini sığaya çekeceksin ,ondan daha üstün olmanın erdemli yollarını öğrenecek  çalışacak çaba sarf edeceksin. Kendi menfaatini, kendi makamını ve hırsızlık kaynaklarını, gayri meşruluklarını ört pas etmek için ne Çamur atacak,ne iftiraya başvuracak nede ne idüğü belirsiz insanlar gibi, süfli eylemler peşinde koşacaksın.Unutmayın,her ihanetin takipçileri ve bedel ödeticileri vardır.O intikam ne şekilde olur ,ne zaman olur ,kimin eliyle olur ;kestirmeniz mümkün değil.En önemli olan unsur;kişinin kaliteli bir birey olması ve kendini bilmesidir.Olur olmaz iftiralarla  insanların ;namus,şeref ,onur ve haysiyetlerine hiç kimsenin halel getirmeye hakkı yoktur.

Ben de diyorum ki eğer bu kalabalıklar gerçek ise Ak parti İzmir’de en az 12 en fazla 14 milletvekili çıkarır.

Şimdilik inadına anlayışından vazgeçmemişse ,Ak parti o zaman;en az 8 en fazla 10, bunun ortası 9 milletvekili çıkarır.

Mhp ise barajı aşar ,yüzde 12 ve 16 aralığında.Bir sürpriz olur da birtakım güçler güç dengesini ters çevirmek istemişlerse  ki bu mümkün ,mhp parlementoya giremezse , o zaman tüm dengeler değişir.Tabi ki seçim sonrası bir sonraki seçim için uzun soluklu bir bekleyiş olması mümkün gözükmüyor tek parti iktidarı olsa dahi.

Ak parti Türkiye genelinde, Mhp li bir parlementoda ;yüzde 33ile 38 aralığında bir oy potansiyeli yakalar.Buna çeşitli unsurların tepki oylarını katarsak,bağımsızlara oy verdiği halde, o oylar sonucu yakalamazsa ,Ak Parti yüzde 45 ve üzerine çıkar.Mhp siz bir parlamentoda ise  bu oran Ak parti için ,yüzde 55 tir.

Chp ye gelince bu seçimleri şöyle veya böyle atlatır.Normal şartlarda ,Yüzde 25 ve 31 aralığı için uygun zemin yakalamış gibi görünse de ,değişken bağımsız faktörler, ittifak faktörleri, bu partiyi bu oranlardaki avantajlı seviyeye getirir.fakat seçimin ilerleyen arefesinde en az 10 milletvekiki kısa vadede en az 20 milletvekili orta vadede partiden istifaya yöneleceklerdir.Uzun vadede Chp kendini yenilemek için iç hesaplaşmaya ,başkanlık  ve kadro oluştırma yarış ve psikolojisine girecektir .bu kaçınılmaz bir gerçek .Çünkü artık milenyum çağında politika ve misyon Chp ye ağır geliyor.Yenilenme ve revizyon şart.

Parlemantoda ki partilerden; en az 2 , fazlası var eksiği yok ,yeni parti kurulması ihtimali de yüksek.

Bu arada söylemek gerekiyor :Seçim dönemini fırsat bilen ,dahili ve harici Sermaye ;Türkiye’de mevcut iktidarı devirmek için,bir ortak konsensüs oluştudular.Sam amcalar ve Semitik amcalarla yerli localar para transferlerini dışarıya hızla aktardılar.Suni olarak ekonomik kriz var lafını dillendirerek okonomik kaos çıkartmaya çalıştılar.İMKB de hisselerini çekerek sert düşüşler gerçekleştirdiler,bunu da bankalar ile ittifak halinde uyguladılar.İnsanlar banka yatırım danışmanlarını soru yöneltince hep bir ağızdan şu cevabı veriyorlardı.Büyük bir kriz var.Yabancılar Türkiye ye güvenmiyor.Paralarını çektiler.Hatta yerli yatırımcılar bile sermayelerini dışarı transfer ettiler.bazı banka ve çok ortaklı sermaye kuruluşları üyelerinin rızalarını almadan yandaş oldukları parti ve partilere ekonomik destek çıktılar.İÇve DIŞ ticaret cari açığını abarttılar.Oysa onlar 7 derken,3 oranlı açık ,haziran ayı baz alınarak açıklanan veriler ile elde edilen açık gideriliyor ve artıya geçiliyor.

İMKB de hisse sahiplerinin kar dağıtma dönemine girildiği dönemin seçimle çakışması,ayrıca küçük hissedarların mağduriyeti ile sonuçlandı.bu dönemde gerçek karlarını sümen altı yapan şirketler ,bu karlarını hisse ve sermaye artırımına yansıtmadıkları gibi ,suni düşüşlerle speküle ederek,müşterilerini de bilinçli olarak zarara uğrattılar.Dağıtılan kar payları şirketlerin gerçek sermaye ve kar değerleriyle örtüşmemekte.SPK nın hiç şüphesiz geçen yıl olduğu gibi bu yılda bu konunun üzerine gideceği aşikardır.Bu yıl piyasa hareketlerini takip ve tayin eden unsurlar ,el birliği ile ,iktidara olan muhalefetlerini,Seçim arefesinde ,yandaşlara ekonomik desteğe dönüştürmenin yanı sıra ,suni ekonomik terörle ,Bir ekonomik Kaos peşinde koştular.Asıl maksat kendilerini var eden küçük ve orta sermayenin haklarını gaspederek haksız kazançlarına yenilerini eklemekten de başka bir şey değil.

Bu durumdan ivedilikle kurtulmanın yolu; Devlet hazine için FİSKALİZM uygularken ,bunu topluma yansıtmanın yollarını aramalı ki çark dönsün ,ekonomik kriz lafı bile edilmesi.Ayrıca İAŞELİZM de uygulamak gerekli ,yerel ekonomik unsurlarımızda .Hiç şüphesiz :Piyasaların boşlukları vatandaşın aleyhine kullanmalarının önüne ancak bu şekilde geçilebilir.Bu tip oluşumlar piyasa dengesini olası ve suni ekonomik kaosları nötralize edebilecek temel yaptırımlar ve denge unsurlardır .bu yaptırım vatandaşın yaptırımıdır,AMA hangi vatandaşın?Devlet eliyle güçlendirilmiş vatandaşın tabi ki. Bu unsurlar, memur, işçi, esnaf, dar gelirli, işsiz vs…

Sözün özü;her şeyin yolu eğitimdir.Geriliğin temel sebebi ;statükoculuğu bırakmadan,çağdaşlık ve ilericilik palavrası atmaktır.lafla peynir gemisi yürümüyor ne yazık ki.İnsanlara vicdan duygusunu ancak ;o vicdanları titretecek korku,merhamet ve adaleti içine alabilen bir eğitim sistemiyle verebilirsiniz.Eğitilmemiş toplum ,yontulmamış ağaç gibidir,yontuldukça(eğitildikçe)şekil alır,insanin işine yarayan malzeme işlenmiş olanıdır,iş gören de odur ama o aşamaya gelinceye kadar geçen süre İNKILAB’IN gerçek aşamalarıdır.Ne mutlu hayrını insana yatırana.

Cevdet  ERGÜL  9haziran2011-izmir